Bir tiyatro sever tadı damağında kalacak bir oyun ister, arkadaşlarına anlatmak, güzel bir oyun seyrettiği için havasını atmak ve onlara da gitmeleri için yorumlarıyla manevi baskı yapmak ister. Sonra da eğer ikna edebilmişse onlardan da duyacağı övgünün haklı gururunu yaşamak ister. Eğer bunların hiçbirini henüz yapmamışsa o zaman “Kim Korkar Hain Kurttan” isimli oyunu daha izlememiş demektir.
Bir tiyatro sever tadı damağında kalacak bir oyun ister, arkadaşlarına anlatmak, güzel bir oyun seyrettiği için havasını atmak ve onlara da gitmeleri için yorumlarıyla manevi baskı yapmak ister. Sonra da eğer ikna edebilmişse onlardan da duyacağı övgünün haklı gururunu yaşamak ister. Eğer bunların hiçbirini henüz yapmamışsa o zaman “Kim Korkar Hain Kurttan” isimli oyunu daha izlememiş demektir.
Oyun Atölyesi, geçtiğimiz sezon bir başyapıtı, Edward Albee’nin 1962 yılında yazdığı Kim Korkar Hain Kurttan isimli oyununu sahneye taşıdı ve çok da iyi etti. Türkiye’de ilk kez bundan 27 yıl önce sergilenen, dünya çapında ödülleri toplayan, modern tiyaronun da klasiği kabul edilen bu oyunu yeniden sahneye koymak ve oynamak kolay kolay kimsenin harcı olmayacak bir çalışma. Böyle bir çalışma da Hira Tekindor’un yönetmenliğinde ancak bu kadar başarılı bir kadro ile mümkün olmuş.
Oyunun başarısında konu ve kurgusunun bir basamak üstüne çıkan tek bir unsur var ki, oyunu tek başına beğenmenize yetiyor: Oyunculuk. Zerrin Tekindor’a, başrolde yine hayran oldum. Bir oyuncu bu kadar güzel, yetenekli, başarılı, seksi ve bir o kadar mütevazı mı olur, inananmadım. Oyunda da hepsini çok güzel harmanlayarak verdi. Oyunun sonunda performansı o kadar yükseldi ki, hepimiz için resmen ilahlaştı. Tardu Flordun ise ezik damat, ezik koca, ezik profesör ve üstüne de boydan ezik bir evsahibi olarak rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Oyunculuğuyla sadece evliliğin değil kendi oynadığı karakterin iç çatışmalarında bizi de arada bırakıyor. Diğer taraftan, yeni bir yıldız olarak da dizilerden tanıdığımız Nilperi Şahinkaya’nın ismini kesinlikle not edin derim.
Oyunda, bence en az oyuncular kadar takdiri hak eden başka bir isim daha var, o da Asude Zeybekoğlu. Oyunu oldukça yalın bir Türkçe ile tercüme etmiş. Espriler bile çok güzel uyarlanmış, manasızca birbirimize bakmak yerine doya doya gülebildik. Son birkaç yıldır tercümesi berbat olduğu için yarıda bıraktığım veya sırf oyuncusuna olan saygımdan zorla sonunu getirdiğim oyunlar vardı. Tercüme kitap okumadığım gibi tercüme oyun izlememe konusundaki önyargımı kırdı.
Kısacası Kim Korkar Hain Kurttan, henüz gitmeyenler için gidilecekler listesinin en başında yer almalı. Hatta birkaç defa gidilmeli. Epik bir oyun olduğu için bu sefer başka yönlerini görüp sonunu daha farklı yorumlayacağınıza eminim. Oyun kapalı gişe oynadığından bilet bulma çabanızda da başarılar dilerim.
Kısacası Kim Korkar Hain Kurttan, henüz gitmeyenler için gidilecekler listesinin en başında yer almalı. Hatta birkaç defa gidilmeli. Epik bir oyun olduğu için bu sefer başka yönlerini görüp sonunu daha farklı yorumlayacağınıza eminim. Oyun kapalı gişe oynadığından bilet bulma çabanızda da başarılar dilerim.
0 yorum:
Yorum Gönder